24 Mart 2020 Salı

Okudum: Yedi Krallık Serisi - Yetenek, Ateş, Sır (Kristin Cashore)



Adı: Yetenek
Orj Adı: Graceling
Yazar: Kristin Cashore
Sayfa: 471

3 kitabı seri olarak almıştım ama kendi alışverişim değildi. Fiyatını tam hatırlamasam da 40-50 tl arasındaydı sanırım.

Fantastik bir dünya yine. İnsanlar normal yaşarken arada bazı çocuklar yetenekli doğuyor. Her birinin yeteneği farklı, hatta bazıları kendi bile bir isim koyamıyor yeteneğine. Ama gözleri değişiyor, genelde her iki göz de farklı renk oluyor ve yüzlerine bakanlar onların yetenekli olduklarını anlıyorlar, çoğu zaman da korkup saygı gösteriyorlar.

Katsa bir kız. Yeteneği hızlı dövüşmek. Bu keşfedildiğinde zalim bir kral -aynı zamanda Katsa'nın dayısı- onu kullanmaya başlıyor. Kim canını sıksa hemen Katsa'yı gönderiyor acı çektirmeye. Zamanla Katsa'nın namı yayılıyor katil leydi olarak. Aslında Katsa'nın yeteneği sadece öldürmek değil, o da bu işten hiç zevk almıyor ama onun da baş kaldıracağı zaman gelecek ve kendi gerçek yeteneğinin ne olduğunu keşfedecek.

Bu sıralarda 7 krallığın birinin büyükbabası kaçırılıyor. Kimin kaçırdığını veya niye böyle bir şey yapıldığını bilen yok. Büyükbaba kral değil, oğluna devretmiş her şeyi, aslında zararlı biri de değil. Katsa onu bulmak için yola düşüyor. Aslında kitap tam olarak bu  olayla başlıyor. Ama bu dünyadaki düzeni başta özetlemek daha doğru geldi bana.

Büyükbabayı kurtarırken başka bir yetenekliyle karşılaşıyorlar. Bu kişi önemli zira yeteneği çok ender. Onu keşfetmek bile güzeldi.

Kitap çok akıcı ilerliyor. Konu biraz sıradan olsa da anlatım iyi. Kişilerin olayları çözme aşamaları son derece doğal gelişiyor mesela. Ama kitabın sonunda asıl sorun çözülüyor. Burada çok şaşırdım. Seri 3 kitap, sayfalar kalın olsa bile uzun bir hikaye beklemiştim. 2. kitabın arkasını okuyunca aynı evrende bambaşka bir ana karakter olduğunu gördüm. Kitaplar farklı kişiler üzerinden gidecek sanırım. Katsa'yla bir daha karşılaşmak isterdim aslında. Bakalım..




Adı: Ateş
Orj Adı: Fire
Yazar: Kristin Cashore
Sayfa: 464

İlk kitabın devamı değil. Aslında tam olarak ilk kitabın öncesinde geçenleri anlatıyor diyebilirim. Tabii geçtiği coğrafya farklı. Kötü Kral Leck'in doğuşu ve canavar diyarına gidişi anlatılıyor. Tabi ana karakter Leck değil. Leck lazım olduğunda ortaya çıkacak.

Ana karakterimiz Fire isminde bir kız. Canavar kız desek daha doğru olur. Çünkü onun yaşadığı bölgede hayvanlar ve insanlar da canavar olabiliyor. Görünümü insana benzese de çok çekici, saçları vs. Onu güren neredeyse her erkek yoldan çıkıyor. Fire'ı görenler ya onu öldürmek istiyor ya da ona sahip olmak. Fire'ın birkaç yeteneği var. En önemlisi zihin okuma. Bir önceki kitaptaki Po'nun yeteneği gibi değil. Daha gelişmiş. Zihinleri okuyup yönlendirebiliyor. Ama Fire kendini sevmiyor. Başına da sürekli olumsuz şeyler geliyor. Bu yüzden kitabın büyük bir bölümünde hasta, ezik, çaresiz bir rolü var. Kadın karakterlerin böyle müşkül durumda olmalarına sinir oluyorum, hele yetenekliyse..

Fire'ın yeteneğinden yararlanmak için Kral'ın Kentine bir yolculuk başlayacak. Fire kendini geliştirdikçe etrafı onu sevecek. Bazı karakterler maalesef ölecek. Bazıları da, örneğin Leck, dehşet saçmaya devam edecek.

Hareketi bol olsa da durağan ilerleyen bir kitap. Sevmedim. Fire'ın karakteri hiç oturmamış. Kral bile dengesiz. Neyse. 3. kitapta Bitterblue işleniyormuş. Büyümüş biraz. O güzel olsa bari..





Adı: Sır
Orj Adı: Bitterblue
Yazar: Kristin Cashore
Sayfa: 557

Son kitap. Bitterblue'yu biliyoruz. Babası ölünce tahta geçmişti. O zaman küçüktü. 7-8 sene sonrası anlatılıyor kitapta. Bitterblue genç bir kız olmuş ama oldukça kararsız ve çaresiz yansıtılmış. Yanındaki danışmanlar babasının zamanından kalma ve hepsi tuhaf. Saf ayağına yatıp türlü işler çeviriyorlar. Tabi bu işleri onların çevirdiğini zamanla anlıyoruz.

Bitterblue kraliçelikten sıkıldıkça geceleri sokağa atıyor kendini. Zamanla hikaye anlatılan tuhaf mekanlar keşfediyor ve orada garip tiplerle arkadaş oluyor. O garip tiplerden birine aşık olup iyice saçmalamaya başlıyor.

Zaman zaman Po ve Katsa, Bitterblue'nın sarayına geliyorlar. Etraftaki diğer krallıkları devirmekle meşguller. Onların geldiği bölümler nispeten daha eğlenceli.

Daha fazla uzatmak istemiyorum. Sıkılarak okudum. Genç ve tecrübesiz bile olsa bir kraliçe bu kadar ezik davranmamalıydı. Hele etrafındaki kişiler onu nimetten bile saymıyor neredeyse. Ayrıca arkadaşlık ilişkileri, aşk vs. Çok değişik ilerliyor her şey. Kitap sonunda da havada kaldı bazı konular. Okumasam da olurmuş bu seriyi. Çok da etkilenmedim. Hoş bir konu yakalanmış ama geliştirilememiş, ayrıntılarla ve gereksiz uzunlukla söndürülmüş maalesef.

6 yorum:

  1. Serileri çok severim özellikle fantastik olanları. O kadar kitap almışım ki yenisini alamıyorum. :D yazı için teşekkürler :) Eğer okumadıysanız Fırtınaışığı Arşivi önerim. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okumadım onu, bir bakayım. Teşekkürler :)

      Sil
  2. Bu seriyi daha önce gördüm ve okurum diye aklımın bir köşesine not etmiştim. Güzel bir yorum teşekkürler...

    YanıtlaSil