5 Kasım 2019 Salı

Okudum: Rüya Hırsızı, Ejderha Kraliçesi (Shana Abe)



Adı: Rüya Hırsızı
Yazar: Shana Abe
Orj. Adı: The Dream Thief
Sayfa: 382
Fiyat: 6,5 tl

Kitabın ilginç bir konusu var. Dumana ve ejderhaya dönüşebilen bir canlı grubunu tanıtmakla başlıyor. Aslında bu bir efsaneymiş, drakon efsanesi. İnsan ırkı zamanla bu drakonları öldürmeye başlamış, onlar da çareyi insan gibi görünmekte bulmuşlar. Oldukça da güzel ve çekiciler. Ergenlik döneminde dumana ve sonrasında ejderhaya dönüşmeleri gerek, dönüşemeyen nadir olanlara da yeteneksiz diyorlar. Lia bir yeteneksiz.

İngiltere'deki drakon klanın hanımefendisi kendi soyları için önemli olan bir taşı ele geçirmek istiyor. Taşın adı Draumr. Yerini bilen yok, kimde olduğunu bilen yok. Onu bulması için aileye yakın bir insan olan Zane'i tutuyorlar. Zane bir hırsız. Bilinmeyen bir taşın peşine düşmeyecek biri ama işin ucunda ışıl ışıl altınlar oluna yollara düşüyor. Avrupa'ya geçtiğinde evin yeteneksiz kızı da ona dahil oluyor. Lia biraz büyümüş, daha gösterişli olmuş ama hala dönüşememiş. Taşın gizemli sesini duyarak yol gösterecek hırsıza. Birlikte sıkıcı bir yolculuğa çıkıyorlar ve burada hikayenin ruhunu kaybettim ben. Çok güzel başlayıp, yavan devam eden tatsız bir şeye dönüştü. Lia ve Zane arasında alevlenen aşk bile kurtaramadı bence gidişatı.

* Kitabı avuç içi kadar yapıp, sözlük boyutuna indirmenin anlamını kavrayamasam da ekonomik bir neden olmaması gerektiğini düşünüyorum. Zira bu şekliyle sayfa sayısı epey fazla. Belki de okurken çektiğim bu sıkıntı yüzünden soğudum hikayeden bilemiyorum.

* Adının neden rüya hırsızı olduğunu açıklayamam, çünkü rüya çalma durumu yok. Ama Lia gizemli rüyalarında hep o hırsızı görüyor. Bununla ilgili olabilir işte..




Adı: Ejderha Kraliçesi
Yazar: Shana Abe
Orj. Adı: Queen of Dragons
Sayfa: 458
Fiyat: 11,5 tl

Hikaye kaldığı yerden devam ediyor ama ufak bir değişiklikle. Bu sefer ana karakterlerimiz Zaharen Prensesi Maricara ve Lia'nın abisi Chasen Lordu ve Alphası Kimber. Lia'nın anne ve babası bir gün sessizce kaçıp giderler. O günden sonra meydan Kimber'a kalır.
İlk kitapta Kimber biraz geçiyordu ama önemsizdi benim için. Artık herkes için önemli biri o. Ayrıca hepsi biraz büyümüşler, Mari baya değişmiş mesela. Öyle ki bir gün bohçasını alıp kanatlanıp uçuyor İngiltere'ye. Kimber ve klanını uyarmaya. Meğer bilmediğimiz bir kötülük varmış. Drakonları öldürmek isteyen insan ırkı. Geliyorlarmış.
Mari fazla dik kafalı olduğu için kitap onun tripleriyle geçiyor desem yalan olmaz. Kimber onu sevdiği halde bi haller, bi şımarıklıklar. Neyin tribi anlamadım. Hepiniz drakonsunuz işte, daha ne. Zaten olayınların kötüye gitmesinin sebebi de Mari. Ama kızamıyoruz da, kendi içinde samimi bir asiliği var. Neyse.
Kitabın bir yerlerinde tanıdık yüzler ve belalı taşlar çıkacak ortaya ama bahsetmeyeceğim. Zira devamı da varmış. Duman Hırsızı. Serinin sanırım son kitabı. Satışı bilinen hiç bir sitede yok. İkinci el olarak buldum ama almayacağım. Bu hikayeye doydum. Mari istediği yere gidip yerleşebilir, çok da umurumda değil.

*Duman Hırsızı olarak bir kaç yerde Lia'nın annesinden bahsediliyor. Ama kadını pek tanımıyoruz. Zaten ilk kitapta da Zane'yi taşın peşine düşürüp kabuğuna çekilmişti ama hikayenin devamında rolü nasıl olacak, biraz merak ettim açıkçası.  Kitap önüme tesadüfen ve ucuz bir şekilde çıkmadığı sürece, düşmeyeceğim peşine. Net.

3 yorum:

  1. Konusu gerçekten ilginçmiş.Artık o kadar çok kitap var ki, konular ve dünyalar birbirini tekrarlıyor sanki. Yazarların sürüden ayrılıp öne çıkabilecek bir dünya oluşturup, -malesef ki- kurguyu batırdıklarında elinden şekeri alınmış çocuk gibi üzülüyorum. :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet maalesef yığınla yazar, yığına konu var. Aralarında çok özgün bir şeye denk gelmek de biraz şans sanırım..

      Sil
  2. İlginç bir seri gibi ah okuyabilsem kitap :D

    YanıtlaSil