27 Temmuz 2020 Pazartesi

Okudum: Körlük (José Saramago)




Adı: Körlük
Yazar: José Saramago
Orj. Adı: Ensaio sobre a Cegueira
Sayfa: 331

Okumayı düşündüğüm bir kitap değildi. İçeriğini de daha çok felsefik olarak düşünmüştüm.  Ama bir tanıdığım okumuş bunu ve biraz bahsetti. O anlatınca ilgilimi çekti tabii, farklı bir kurgu olabilir diye ödünç alıp okudum. Ara sıra böyle okuma çizgimin dışına çıkmayı seviyorum, sevdiğim türleri özletiyor bana :)

Bir gün bir adam kırmızı ışıktı dururken aniden kör oluyor. Karanlık bir körlük değil. Bembeyaz bir sisin içine girmiş gibi. Sebebi yok. Adamı evine götürüyorlar, karısı da onu göz doktoruna götürüyor. Doktor bir anormallik bulamıyor. Tamamen  sebepsiz ilginç bir körlük bu. Ertesi gün, göz doktoru da kör oluyor. Sonra diğerleri de. Bildiğimiz salgın gibi. Hemen ilk kör vakaları karantinaya alınıyor bir binada. Onlara kimse yaklaşmak istemiyor. Sadece yiyecek veriyorlar ve zamanla yeni kör vakaları da dahil oluyor bu karantinaya. Kör olmak ne demek öğreniyoruz. Gerçekten gözlerimizin kıymetini bilmiyoruz. 
Sonra kaos başlıyor o karantina binasında. Kavgalar, yiyecek savaşları, pislik, ölümler ve türlü acayip şeyler. İnsanoğlunun özündeki bütün kötülükler bir bir çıkıyor ortaya. Arada rahatsız edici sahneler de var, ben oraları atlayarak okudum. Karantina binası sarsıcı bir gerçeklikle anlatılıyor. Çok da ayrıntıya girmeyeyim, önemli bir kişi var bu kitapta. Olayların akışı çoğunlukla onun sayesinde değişiyor. Körlüğü o tedavi etmiyor, demek istediğim o değil, toplumsal açıdan o kişinin yararı büyük. Bunun dışında, kitap sadece körlük ve kaostan ibaret değil. Aralarda derin içsel düşünceler, felsefik çıkarımlar da var ve tabi ki insanın içindeki iyilik de var. 

Genel olarak beğendim diyebilirim, hızlı da okunuyor, heyecanı dozunda tutuyor yazar. Durağan bölümlerde sıkıcı olmuyor. Ama biri bahsetmese gidip alıp okumazmışım onu anladım, bir de gözlerin/görebilmenin kıymetini..

*Kapaktaki kişiler kitaptaki çekirdek bir grup. Dayanışmaları büyük.

24 Temmuz 2020 Cuma

Okudum: Kimyager (Stephanie Meyer)




Adı: Kimyager
Orj. Adı: The Chemist
Yazar: Stephanie Meyer
Sayfa: 590
Fiyat: 19.75 tl

2 mevsim önce alınmış kitaplara anca sıra geliyor.

Yazar tanıdık, Alacakaranlık serisini yazmış, filmleri beni baydığı için kitaplarını okumak istememiştim. Bu kitabı da tek, güzel bir maceradır belki diyerek aldım. Sayfası bol ya, heyecanı da boldur diye umdum ama pek öyle olmadı. Okunmayacak kadar kötü değil tabi,  yine de bu hikayeye göre biraz fazla uzatmış. 400 sayfada bitebilirdi her şey. Zira içsel konuşma ve fikir yürütmeler çok geldi bana.

Ana karakterimiz ajan değil, daha tehlikeli biri. Sorgulayıcı, işkenceyle ağızdan bilgi alan bir hanımefendi. Çalıştığı yerde ondan herkes çekiniyor ve ona Kimyager diyorlar. Sebebi de kullandığı yöntemler. Hatun kimyasal bileşenlerle çalışıyor, zehirler, acı vericiler, uyuşturucular vs. Yöntemi güzel aslında. Ama iş hayatı onu fena yalnızlaştırmış ve çalışırken artık ne duyduysa (kendi de hemen farkına varamıyor), iş yeri onu öldürmek istiyor. O da bunu erken fark edip kaçıyor.  Sağlam tedbirler alarak kaçak yaşıyor birkaç sene. Öyle ki gaz maskesiyle uyuyor, kaldığı odaya zehirli gaz salıyor, onu öldürmeye gelenleri böyle avlıyor. Sempatik değil mi?

Kimse sonsuza kadar kaçamaz evet. Ama Kimyagerimiz öyle yakalanmıyor. Aksine yolu bambaşka biriyle kesişiyor. Kendi paçasını kurtarayım derken başına bir sürü şey gelecek. Okurken çok sıkılmadım aslında, sadece fazla uzun. Konu bu uzunluğa göre yavan kalıyor. Yoksa sıradan polisiyelere göre baya iyi yerler vardı, şaşırtıcı ayrıtılar vs.

* Yazım hataları, kimin söylediği belli olmayan cümleler, isimleri yanlış yazmalar.. Çok var bunlardan, cık cık.
* Adı Kimyager diye içinin de fen deneyleriyle dolu olduğu anlaşılmasın. Bilimsel şeyler çok ayrıntılı değil.

16 Temmuz 2020 Perşembe

Okudum: Akşam Yıldızı (İskender Pala)




Adı: Akşam Yıldızı
Yazar: İskender Pala
Sayfa: 250
Fiyat: 16 tl

Göbeklitepe ile ilgili olduğu ve kapağından etkilendiğim için almıştım. Beklediğim gibi çıkmadı maalesef. Abum Rabum gibidir diye ummuştum nedense. Değil, kendi içinde bir macerası var ama genel olarak içsel düşünceler, felsefik ve dini söylemler içeriyor. Aslında çok sıkılmadım, merak ettirecek şeyler de vardı ama genel olarak biraz mutsuz oldum okurken. 

Göbeklitepe'nin nasıl yapıldığına dair farklı bir bakış açısıyla anlatılıyor diyeyim kısaca. Akşam yıldızı ise, ona bakmak, asırlar boyu..

11 Temmuz 2020 Cumartesi

Okudum: Zodyak, Gezgin Yıldız (Romina Russel)




Adı: Zodyak
Orj. Adı: Zodiac
Yazar: Romina Russel
Sayfa: 398
Fiyat: 20 tl

Alalı epey oldu ve anca sıra geldi okumaya.  Burçlardan ilham alıp farklı bir kurgu oluşturulmuş. Sanırım yazarın ilk kitabı, genel olarak güzel ilerliyor. Bazı yerlerde hayal etmekte zorlandım, çok farklı mekan-teknoloji tasvirleri var. Olaylar da hızlı akınca çok da takılmadım ayrıntılara. Tabii seri, ikinci kitapta daha da hızlanacak ve karışacak her şey.

Burçları gezegen gibi düşünün. Ortada güneş var bizimki gibi, adı Helios. Her burcun halkının da kendilerine has özellikleri var. Baş karakterimiz Rho, bir kız. Yengeçte yaşıyor. Başına türlü şeyler gelecek, bu evrende çok önemli bir konuma yükseltilecek ama henüz 17 yaşında ve oldukça da tecrübesiz sayılır. Ona yardım edecek kişiler olacak tabii ama bir yanda da işleri baltalayacak tipler var. Pek sevmedim o uyuz tipleri. Bir de gerçek kötülük var. Evet kendisi 13. burç, yılan. Tipinden çok huyu yılan. Çok farklı yöntemlerle dehşet saçmaya başlıyor bu kötü karakter ve onu sadece Rho görebiliyor. Kıza kimse inanmıyor maalesef. Zor işler..




Adı: Gezgin Yıldız
Orj. Adı: Wandering Star
Yazar: Romina Russel
Sayfa: 335
Fiyat: 20 tl

Zodyak'ın kötüsü (kısaca) Ophus, 2. kitapta huy değiştiriyor. Rho'ya göründüğü zamanlarda neden değiştiğini de anlatıyor. Meğer en kötü o değilmiş. Daha da beteri varmış, asıl o büyük kötülük yok edilmeliymiş. Ve buradan itibaren Ophus taraf değiştirip Rho'ya yardım ediyor. Karşılığında da ondan bir şeyler istiyor. Karşılıksız iş yapmayan kimse yok zaten. Neyse.

İlk kitapla kıyaslarsam, burada kaos daha fazla, macera ve olay daha fazla. Ama ben sıkıldım. Başroller hep ergen. Özellikle Rho çok kararsız, çok alıngan, çok duygusal vs. Bunları toplayınca kocaman kocaman hatalar yapıyor hanfendi. Tabi 2 kişi arasında kalmalar var, baydı beni. 

Serinin son kitabı olduğunu umarak okudum ama gidişat öyle olmadı.Bir sürü küçük sorun çıkarıldı, kimisi çözüldü kimisi daha da büyüdü derken asıl kötünün yakınına bile varmadı olay. Devamı varmış baktım, hatta 2 tane varmış devam. Sonuncusu 2017 de yazılmış, dilimize ne zaman çevrilirse artık. Okuyana kadar unuturum ben ayrıntıları. Zaten tesadüfen karşıma çıkmadığı sürece de peşine düşmeyeceğim, o kadar sevmedim.