26 Mayıs 2016 Perşembe

Okudum: Esrarname 1-2 (Ayfer Kafkas)



Adı: Yasak İlmin Kitabı Esrarname
Yazar: Ayfer Kafkas

Ödünç alıp okumuştum. İlk kitabın kapağı sonraki basımlarda değişmiş. Bu eski olanı. Bana daha korkunç geldi. Beyaz olanı daha bi beğendim. Neyse. Konusunu çok övmüşlerdi, büyük beklentiyle okudum. Kötü değil ama anlatımda eski kelimeler kullanılmış. Maatessüf, muvaffakiyet falan. Akıcılığı bozuyor okurken.

Konusu güzel. Kütahya'nın daha Germiyan sancağı olduğu Osmanlı dönemlerinde geçiyor. (Fantastik kurgu diyelim) Esrarname adlı büyü kitabını yazan büyücü Tir-i Danende, çook eski zamanlarda öldürülür. Ama kitabını saklamıştır. Sonra birileri bulur o kitabı. Kötü  amaçlar için kullanılır. İyi insanlar onu yok etmek ister ama edemezler. En fazla 2 parçaya bölerler. Neyse bu kitap Nagehan adlı kızın eline geçer. Onu iyilik için kullanır. Geceleri siyahlar giyip şehri haydutlardan korur. Halk ona Esved adını takar. Kız birine aşık olur. O kişiyle ve kuzeniyle kitabı çözmeye çalışırlar. İçindeki yazıları çözdükçe kıza yeni yeni yetenekler gelir. Havada uçma, hızlı koşma vs. Bu mutlu hava pek sürmez. Kötü büyücü Muntazar kitabın peşindedir. Öbür yarısı ondadır. Altın falan yapar kara büyüyle. Bir de Asfar denen sarı dumanlı cin var. O da kitabın peşinde. Bunların yolları sık sık kesişir. Sonra Asfar kitapları birleştirir, tek parça haline getirir. Amacı ölümsüz olmaktır. Nagehan kitabı alır bir ara, ama okuyamaz. Dili değişmiştir.

Buralarda bir yerlerde kitap bitiyor. Maceralı heyecanlı anlatım tarzıyla hızlı okunuyor. İlk kitap baya güzel yani.



Adı: Esrarname 2 Kayıp Ruhun Zindanı
Yazar: Ayfer Kafkas

İkinci kitabın kapağı daha cici. Ama içi öyle değil. Bu sürükleyici veya heyecanlı değil. Keşke yazılmasaymış. Hele sonlara doğru iyice saçmalaşıyor. Bitse diye uğraştım resmen.

Konusu, öbürünün kaldığı yerden devam ediyor. Ama başında değişik bir bölüm var. Bağlantı ortalarda falan kuruluyor. Nagehan kitabı baya bir çözemiyor. Sonra eve gelen garip bir hizmetçi kız ona yardım ediyor. Kızın konuştuğu cin Ziban, kitabın dilini Nagehan'a öğretiyor. Nagehan kitabı okuyup bitirince süper yeteneklere sahip oluyor. Ama işler çok karışıyor. Nişanlısı ortadan kayboluyor. Onu ararken zamanda geri gitmeler, mekan değiştirmeler yapıyor. Karışık kısmı burası zaten. Sonra nişanlısını buluyor. Asfar'ı öldürüyor. Ziban kötü çıkıyor. Esrarnamenin içinde hapis kalmış 2 cin daha var. Sürekli konuşup Nagehan'ın kafasını karıştırıyorlar. Bu arada ev halkına salak muamelesi yapılıp, olaylar onlara hiç anlatılmıyor. Acıdım o insanlara da.. Neyse işte sonlara doğru bütün cinler yok olduğu halde kitap Nagehan'ı hasta ediyor. Bağımlı oluyor ona. Kurtulamıyor. En sonunda nişanlısı o mu ben mi deyip resti çekiyor. O zaman ateşe atıp yakıyorlar ama hikaye orada bitiyor. Bari evlenselerdi. Yada Nagehan o kadar kafayı yemeseydi ne bilim. Zamanda zırt pırt geri gidip okuduğumuz her şeyi boşa çıkarmasaydı mesela. Velhasıl sevmedim bu kitabı.


18 Mayıs 2016 Çarşamba

Okudum: Ölümle Randevu (Mario Mazzanti)



Orj Adı: Il Segreto Degli Humiliati
Adı: Ölümle Randevu
Yazar: Mario Mazzanti
Fiyat: 10 tl

Marketten aldığım bir cinayet romanı. Ama bana vasat geldi. Çok bir şey beklemiyordum ama okurken çok sıkıldım. İsimler, yerler hep İtalyanca. O yüzden kafa karışıyor. Bir de eski zamana ait olaylar anlatılıyor arada, oradaki isimler kişiler iyice karıştırıyor ortalığı. Sonlara doğru, ne oldu, ne oluyor derken hop diye bitiyor kitap.
Katil ortaya çıkıyor ama en ummadığımız kişi oluyor tabii. Çok boş vakti olanlar okuyabilir ama hiç tavsiye etmem.

Konusu: Bir profesör öldürülüyor. Ölürken de arkasında bir ipucu bırakıyor. Açık bir kitap ve elini koyduğu bir sayfa. Olayı araştırmaya oradan başlıyorlar. Adamın hayatındaki normal olmayan durumları buluyorlar. Bir de ortada eski bir el yazması var. Onu bulup çevirmeleri gerekiyor. Bunun için bir doktordan yardım alıyorlar. Sorna o yazmada bir tür mücevhere ulaşıyorlar diyeyim. Onun başına gelenler, eski bir dini örgütün sırları, sürekli sigara içen bir komiser, arada eşcinsel ilişkiler vs.

6 Mayıs 2016 Cuma

Okudum: 5. Dalga - Sonsuz Deniz - Son Yıldız (Rick Yancey)



Orj Adı: The 5th Wave - The Infinite Sea
Adı: 5. Dalga - Sonsuz Deniz
Yazar: Rick Yancey
Fiyat: İkisi de 17-18 tl civarıydı.

Seri kitaplarmış. Hızlı okudum, sürükleyici, merak ettiriyor. Anlatım tarzı çok akıcı değil ama konu ilginç. Acaba ne olacak derken hop bitiveriyor. Sanırım 3. kitap da gelecek, öyle anladım. Ama ortalıkta yok. Yabancı birkaç sitede gördüğüm kadarıyla adı The Last Star. Onu da okumadan bu hikaye hakkında karara varmak zor.

Konusu aslında karışık biraz. Sürekli boyut değiştiriyor, şaşırtıyor. Başta sıkıcı bir uzaylı istilası gibi geliyor. Ama ilerledikçe öyle olmadığı görülüyor. İnsan bedenine yüklenmiş uzaylı yaşam formları.. Ergenlikte uyanıp harekete geçecekleri vakti bekliyorlar. Değişik gizli güçleri var. Sürekli birilerini öldürüyorlar. Kitapta sürekli Öteki-Uzaylı-İnsan muhabbeti geçiyor. Kimin ne olduğu bir süre sonra çok belirsizleşiyor. Herkes elindeki silahı birbirine tutuyor yani. Güven sıfır. Casey'nin de onlardan biri olduğunu düşünüyordum ama açıklanmadı henüz..
Olay birkaç kişinin ağzından anlatılıyor. Bölüm değiştikçe kişiler değişiyor. Kaos gene aynı ama kişiler ve yaşadıkları farklı. Arada yolları kesişiyor. Karakterlerin çoğunluğu genç ve çocuk. Arada ergen aşkları da var yani. Ama en çok Evan Walker'ı sevdim. Çok bağlı, canım, yerim seni. Sakın ölme emi..
Devamını da sırf Evan için okurum. Yoksa işin uzaylı boyutu da erimek üzere. Olayı 3-5 kod satırına bağlayıp, 'aslında bizi programlar yönetiyor, uzaylı falan hikaye bunlar, hep biz uydurduk' lafına bağlayacaklar, çok kırılıcam..
Filmi de çekiliyormuş. Nolur o ergen triplerini atın senaryodan. İzlerken güldürmez onlar, söylemedi demeyin.



Adı: Son Yıldız
Orj. Adı: The Last Star
Fiyat: 19.5 tl

Son kitabı almam birkaç ay sürdü. Tabi araya zaman girince konuyu biraz unuttum. Bu arada filmini de izledim (izlemez olaydım, o nasıl bir Evan tipidir).

Bu kitapta da olaylar gene son hızda ilerliyor. Bir Cassie'nin ağzından, bir Zombie (Ben Patrick)'nin ağzından, bir de diğer birkaç kişinin ağzından anlatılıyor. Son kaldıkları evden parça parça ayrılıyorlar. Bir grup mağaralara gidiyor, orada Hileci'yi (Marika) bulacaklar. Tabi mağaranın Susturucusunu da öldürmeleri gerek. Bir yandan Evan'ı asıl merkeze götürüyorlar. Orada hafızasını silip ona Cassie'yi öldürtecekler. Meğerse Evan'ın programlamasındaki kusur, Sevgiymiş. Bunu bilmiyormuş o uzaylılar.
Cassie'nin rolü de dünyayı o büyük yeşil uzay gemisinden kurtarmak.Kurtarıyor da.. Ama kendi canıyla. Bunu söylemek istemezdim ama Cassie ölüyor ve maalesef diğerleri yaşamaya devam ediyor.. Merak ettiğim için okudum, pek de sevmedim. Fazla kaos var ve fazla küfürlü konuşma. Keşke o lafları sadece 'lanet olsun' diye çevirselermiş. Daha az örselenirdik :)