31 Aralık 2019 Salı

Wet n Wild Oje Casting Call E479D





Wet n Wild Oje Casting Call E479D

Çok güzel bir tonu var bu ojenin. Gül kurusu mu desem. Tek katta çok güzel duruyor. Çabuk kuruyor. Beğendim.

30 Aralık 2019 Pazartesi

Okudum: Magonya (Maria Dahvana Headley)



Adı: Magonya
Orj. Adı: Magonia
Yazar: Maria Dahvana Headley
Sayfa: 343
Fiyat: 19

Kapağına ve övgülere kanıp aldım. Pişmanım. Fantastik severim de bu kitapta bir gariplik var. Anlatım sıkıntılı gibi, olaylar arası kopukluklar var, diyaloglar bile bir tuhaf. Yarım bırakmayı sevmediğimden devam ettim ama gidişat hep bozuktu. Sanırım devamı da olacakmış. Ben okumayacağım, yetti bu kadarı.

Hasta bir kız var. Aza Ray adı. Kızın hastalığına çare yok. Annesi bir takım deneylerle bu hastalığın ilerlemesini yavaşlatmış ama nefes almada zorluklar yaşıyor. Sürekli öksüren biri. Bir de çok yakın arkadaşı var bu kızın, Jason. Aralarında bir şey olmak üzereyken kız ölüyor. Nasıl öldüğünü anlayamadım. Anlatım bozuk demiştim değil mi?

Jason, kızın öldüğüne inanmıyor. Çok eski belgelerden göklerde yaşayan halkla ilgili bir şeyler araştırıyor. Magonya diyarı. Ama kızı görmeden tam da emin olamıyor. Aza Ray ise aslında ölmedi. Boyut da değiştirmedi. O insanların arasına bir şekilde karıştırılmış bir Magonyalı. Sadece hastalıklı insan bedeninden kurtulup gemisine çıkarılıyor ve kendisinden Magonya'nın geleceği için büyük kahramanlıklar bekleniyor. Bu bekleyişler bilgelik dolu değil. Herkes azarlıyor kızı. Öff hiç birşey bilmiyorsun, tadında diyaloglardan bahsediyorum.

Özetlerken bile sıkılabiliyormuşum.

28 Aralık 2019 Cumartesi

Maybelline Color Show Oje - 107 Watery Waste





Maybelline Color Show Oje - 107 Watery Waste

Tek kat kullanmayı tercih ettim. Böyle daha az dikkat çekiyor. Her kıyafete gidecek genel bir renk. Hızlı kurudu. Beğendim.

27 Aralık 2019 Cuma

Flormar Full Color Oje Rose Pumps FC46





Flormar Full Color Oje Rose Pumps FC46

Tatlı bir nude buldum yine. Flormar'ın bu serisini seviyorum. Genelde tek katta rengini veriyorlar. Bu tonu da sevdim. Her kıyafete gidecek. Hızlı kuruyor, aşınmıyor. Beğendim.

26 Aralık 2019 Perşembe

Muse Oje 142




Muse Oje 142 

Yaşlı teyze ojesi diyorum direkt :D Tek kat sürdüm, sade duruyor böyle. 2. katta çok çiğ bir beyaza dönüşeceğini umduğumdan hiç denemedim. Her kıyafete uyması çok hoş ayrıca..

23 Aralık 2019 Pazartesi

Okudum: Kemik Mevsimi, Mim Hanesi, Yükselen Şarkı (Samantha Shannon)



Adı: Kemik Mevsimi
Orj. Adı: The Bone Season
Sayfa: 503
Yazar: Samantha Shannon
Fiyat: 19 tl

Geçen yıl Tüyap kitap fuarından aldığım ve anca okuyabildiğim harika bir kitap. Yazarın ilk kitabıymış. 6 kitaplık bir seriye başlamış ve 3'ü dilimize çevrilmiş. Ne yazık ki çok pahalılar, devamını çok merak etsem de indirim anını yakalamayı düşünüyorum.

Fantastik kitapları okurken bütün inançlarımızı ve ön yargılarımızı bir kenara bırakmalıyız. Yoksa her şey çok saçma gelir. Kemik Mevsimi'ni de bu şekilde okursak daha lezzetli olacağını düşünüyorum. Zira son derece uçuk bir kurgusu var.

Mekanlar günümüz dünyasından ama onun dışında her şey çok farklı. İnsanlar özelliklerine göre gruplanmış. Bu gruplaşmadan normal insanların haberi yok tabi. Onlar bu türlere doğa dışı deyip geçiyorlar. Özelliksiz olan normallere Amarotik deniyor. Özellikleri/yetenekleri olanlara gelince burası biraz karışıyor. Güçlü bir mim patronun çizdiği hiyerarşi, kitabın başında da var ama anlamaya çalışmaya gerek yok. Çok güçlüleri bilmek yeterli. Doğa dışı denilen bu insanların doğa dışı yetenekleri var evet. Kimisi rüya alemine dalıp ruhlarla uğraşırken kimisi de eşyalara dokunarak eteri etkiliyor. Eter denen şey bildiğimiz kimyasal madde değil, burada eterin diğer adı öbür dünya, ölüler alemi ya da araf..

Baş karakterimiz genç bir kız, Paige. Kızın tam olarak ne tür olduğunu başta anlayamıyoruz. Kendini herkese farklı tanıtıyor. Çoğu zaman önemsiz doğa dışılardan olduğunu belirtecek şeyler söylüyor. İlerledikçe açıklığa kavuşuyor bu konu. Kitap başladığı gibi bir maceraya giriyoruz. Paige'i ele geçirmek isteyen gizli bir grup var. Bu gruptan Paige'in haberi yok henüz ama olacak. Götürüleceği o gizli bölgede başına çok olay gelecek ve orada kendine dostlar edinecek. Baskı altında eziyet çekildikçe isyan fikirleri doğacak ve oradan kurtulmaya çalışacaklar. Ben en çok Gardiyan karakterini sevdim. O da bir doğa dışı ama insan değil. İnsan gibi görünen değişik bir tür. Onların dünyaya nasıl gelip hakim oldukları çok net anlatılmıyor. Aslında pek çok konu tam açıklığa kavuşmuyor diyebilirim. Zaten her şeyi bilseydik, devamını okumayı istemezdik. Biraz merak etmeliyiz.

*Kitabın adının neden Kemik Mevsimi olduğu ya da Kemik Mevsimi'nin ne olduğu kitapta açıklanıyor. O yüzden yazmayacağım ama ilginç tabii ki..
*İlk kitap olmasına rağmen kurgusu sağlam geldi bana. Devam kitapları da bunu etkileyecek tabii, okumadan tam karar vermemeli..




Adı: Mim Hanesi
Orj. Adı: The Mime Order
Sayfa: 484
Yazar: Samantha Shannon
Fiyat: 28 tl

Aylarca aradım bu kitabı, daha ucuza alabileyim diye. Kitapyurdu bir gün Pegasus yayınevi için %50 indirim yaptı. Bunu ve 3. kitabı da öylelikle aldım. Hala pahalı mı, evet. Aslında ikinci elini de bulmuştum ama sahibi kargoyla uğraşmak istemedi. Canı sağolsun..

Paige o cehennem çukurundan kaçmıştı. Gardiyan arkasında kalmıştı. Paige'in içinden geçenler çok büyük şeyler ve maalesef parası yok. Bir mim patronuna kölelik etmeden de para bulmayacağı için kürkçü dükkanına geri dönüyor. Patronu için küçük-büyük işler yaparken bir gün bir Refaim grubu Paige'i buluyor. Neyse ki kötü Refaimler değiller. Ama bu dünyada herkes çıkarcı olduğu için karşılıklı anlaşma yapıyorlar. Önce gardiyan bulunacak sonra da yer yerinden oynatılacak. Bu maceralar sırasında Paige kendi güçlerini daha derin şekilde keşfedecek.

Aslında olayların geri planı-geçmişi de anlatılıyor zaman zaman. Hikaye daha anlaşılır hale geliyor yavaş yavaş. Ama uzun bir kitap, olayı bol. Öyle hemen oluvermiyor her şey. Başlarda biraz sıkılsam da çabuk toparladı ve sonrası çok sürükleyici.

Kapaktaki kelebek simgeleri önemli. Zira onlar kelebek değil ve sonlara doğru anlaşılıyor ne oldukları. Karmakarışık bir kurgu olduğunu tekrar belirtmek isterim. Ama kendi içinde hoş bir akıcılığı var. Beğendim.

*Adı neden mim hanesi? Yeni bir oluşum diyeyim. Gerekliydi.



Adı: Yükselen Şarkı
Orj. Adı: The Song Rising
Sayfa: 413
Yazar: Samantha Shannon
Fiyat: 29 tl

Serinin şimdilik son kitabı ama devamı gelecek. 2. kitaba göre daha sürükleyici geldi bana. Konu ve olay olarak daha dolu dolu. Paige güçlerine daha bir hakim olmaya başladı ve hata yapsa da yine de kendi hanesine sahip çıkıyor ve amacı uğruna ölümü göze alıyor, hem de defalarca.

Bu sefer olaylar Londra ile sınırlı kalmıyor. Diğer şehirlere de yolculuk yapacaklar. Çok yerde olay çıkarıp ortalığı birbirine katacaklar. Yaşananlar, bazılarının geçmişini daha bir gün yüzüne çıkaracak ve bu sayede bu dünyanın/düzenin biraz daha derinine inilecek. Konu derinleşince ve güzel aktarılınca daha bir seviyorum o zaman. 3. kitapla bu dünyayı daha çok sevdim. O kadar karışık değil artık her şey. Ama olay sadece Londra'daki kötü yönetimi çökertmek değilmiş bunu anlıyoruz. Amaç çok çok daha büyük bir şey ve neden devam kitapları olacağı da buradan belli.

Kapaklardaki kelebeği biraz açıklamıştım. Ayrıca çiçek motifi de var. O da hoş bir ayrıntı bence. Kitapta gizli konuşmalar çiçeklerin diliyle yapılıyor. Her çiçeğin bir anlamı var. Güzel bir gizli dil.

Kitap hoş bir yerde bitiyor. Ama her konu açıklığa kavuşmuyor. Bekleyip göreceğiz..

*Neden Yükselen Şarkı? Fikrim var ama emin değilim. Pek çok yerde şarkılardan bahsediliyor. Son anlarda da birisi piyanoda bir isyanın melodisini çalıyor. Belki bu etkili olmuştur. Belki ..

20 Aralık 2019 Cuma

Pastel Oje 43




Pastel Oje 43

Güzel bir tonu var. Ten rengi değil ama tatlı. 2 katta güzel duruyor. Tek kat halini beğenmedim. Çabuk kuruyor, hemen aşınmıyor.

Tek kat:

17 Aralık 2019 Salı

Note Oje - 17 Antique Rouge




Note Oje - 17 Antique Rouge

Kalın fırçalı ve sulu yapılı bir ojeymiş. İlk katta felaket olduğu için çekmedim. 2. katta rengini verdi. Bu haliyle sevdim. Sürülmesi kolay, hızlı kuruyor. Tonu da tatlı. Beğendim.

15 Aralık 2019 Pazar

Okudum: Zehirci, Casus (Jeff Wheeler)



Adı: Zehirci (Jeff Wheeler)
Orj. Adı: The Queen's Poisoner
Yazar: Jeff Wheeler
Sayfa: 427
Fiyat: 9 tl

Uzun zaman önce aldım. Seri olduğunu öğrenince devamı çıksın diye bekledim ama çıkmadı. Yazar yazmış da, sanırım Türkçe'ye çevrilmemiş diğerleri. Umarım kısa zamanda çevrilirler.

Kapağının güzelliğinden de anlaşılacağı gibi fantastik bir kitap kendisi. Ana karakteri 8 yaşında bir çocuk, Owen. Buradan yola çıkarak çocuk serisiymiş gibi geliyor ama bence tam olarak çocuk serisi değil. Okurken geri döndüğüm yerler oldu mesela, macera hızla akarken kaçırdığım noktalar olmasın diye. Ana hatlarıyla basit gibi görünse de kendi içinde derinliği olan bir hikaye.

Kingfountain hafif büyülü bir krallık. Kralı da enteresan biri. İyi gibi durmuyor, çok  kötü de değil. Karar veremedim. Owen bir dükün en küçük oğlu. Dük krala karşı geliyor ve oğlunu rehin alıyorlar. Hapis hayatı değil çocuk için. Sarayda büyüyecek, sadece ailesinden uzakta. Sarayda zamanla dostlar edinecek Owen. Bazıları kendinden çok büyük olacaklar. Bu dostlardan biri de malum Zehirci. Kralın değil kraliçenin zehircisi. Çok zeki biri ve iyi saklanıyor. Onu bulurlarsa öldürecekler o yüzden Owen ile gizli görüşüyor. Elinden geldiğince çocuğu eğitmeye çalışıyor. Zehirci olayların akışını değiştirecek fikirlere sahip. Owen'ı da karıştırıyor bu işlere. Çocuk için hem iyi hem de kötü şeyler getirecek bu gidişat.
Kitap güzel bir yerde bitiyor. Devamını çıksın diye ağlatmayacak kadar :)

Sevdim.




Adı: Casus (Jeff Wheeler)
Orj. Adı: The Thief's Daughter
Yazar: Jeff Wheeler
Sayfa: 461
Fiyat: 20 tl

Yakın zamanda basılmış, gördüğüm gibi aldım tabii. Owen büyümüş. Büyürken de yakın arkadaşı Elizabeth ile daha da yakınlaşmış ve aslında onunla evlenmeyi düşünüyor. Ama Kral Severn'in bu gençler hakkında çok daha farklı fikirleri var. Çünkü Elizabeth'in mantıklı bir konuşma becerisi var. Owen'ın da kutsal büyülü yetenekleri var. Severn kendi için yararlanacak bu çocuklardan.

Son derece akıcı ilerleyen güzel bir maceraydı yine. 3 günde okuyup bitirdim. Ama hikaye henüz sonlanmadı, aslında biraz buruk bitti diyebilirim. Kimse ölmedi ama gelişmeler tatlı gelişmedi diyelim. Ayrıca fountain büyüsünün derinleşmesi ve kehanetlerin belirmesi güzeldi.

Kitaba adını veren casus da aslında orijinal adındaki hırsızın kızı. O da bir zehirci ve gidişatta önemli rolleri olacak..

12 Aralık 2019 Perşembe

Flormar Pearly Oje - Rich Life






Flormar Pearly Oje - Rich Life PL451

Sürünce ilk tepkim, 'cayır cayır bir oje' oldu. Uzun zamandır simli oje kullanmıyordum. Özlemişim. Rengi çok güzel. Tatlış bir kahve tonu. Tek katta gayet şık duruyor. Tek sıkıntısı, çıkarırken zorluyor. Simler yapışıyor ve biraz fazla aseton kullanmak gerekiyor.
Simli ojelere boşuna ara vermemişim :)

9 Aralık 2019 Pazartesi

Okudum: İmparator'un Mezarı (Steve Berry)



Adı: İmparator'un Mezarı
Yazar: Steve Berry
 Orj. adı: The Emperor's Tomb
Sayfa: 494

Çin maceralarını sever oldum. İsimler ve yerler karışık gelse de okurken sıkılmıyorum. Bu yazarı da ilk defa okuyorum ve beğendim. Biraz macera, biraz tarihi, biraz da kurgu. Büyük kısmı Çin'de geçse de farklı ülkelere de seyahatler var içinde.

Emekliliğinin keyfini kitap satarak süren eski bir ajan var başrolde, Cotton Malone. Orta yaşlarda diyeyim. Bir gün eski bir arkadaşının başının dertte olduğunu öğrenir ve ona yardıma koşar. Kadının adı Cassiopeia. Cassiopeia'nın bir tanıdığının oğlu Çin'de kaçırılır ve adam kendisinden yardım ister. Ama işler ters gidince kadını kaçırırlar, o da bir umut Cotton Malone'dan yardım ister. Bu kısımlar kitabın maceralı geçeceği konular.

Diğer tarafta Çin'de biraz otorite kavgası var. Yönetim değişmek üzere. Biraz kanlı bir değişim olacak gibi. Buralar da kitabın siyasi kısmı.

Bir de kitaba adını veren imparator var. Çin'in bilinen ilk imparatoru, Qin Shi. Toprak askerleri olan. Bu kısım da kitabın tarihi bölümü ve aynı zamanda ajanların Çin yönetimine uzanan macerasını da bağlıyor.

Kitabın sonunda yazarın notu var. Kurguyu ve gerçekleri karşılaştırdığı bir bölüm. Burası da hoşuma gitti. Yazarın diğer kitaplarını da okuyacağım sanırım. Sevdim bu tarzı.

1 Aralık 2019 Pazar

Okudum: Illuminae Dosyaları 01, Gemina, Obsidio (Amie Kaufman, Jay Kristoff)



Adı: Illuminae Dosyaları_01
Orj. Adı: Illuminae Files_01
Yazar: Amie Kaufman, Jay Kristoff
Sayfa: 600
Fiyat: 37 tl

Bir kitaba verdiğim en yüksek fiyat bu sanırım.  Değseydi iyi olurdu, pek değmedi. Şöyle ki aşırı abartılmış bir seriymiş, bunu anladım. Daha ilk kitabını okudum ama beni bir Kızıl İsyan serisi gibi ya da Evrenin Ötesi serisi gibi etkilemedi, bırak yerden yere vurmayı. Bu hüsrana uğrayan neyse ki sadece ben değilim..

Kitap bilim kurgu evet ama yazılış tarzı çok farklı. Şimdiye kadar böyle bir kitap okumadığım için sınıflandıramıyorum, roman gibi değil onu söyleyeyim. Tabi kendi içinde farklı bir sürükleyiciliği de var.

2500 senesinin uzayında geçiyor. Uzak bir gezegen mi diyeyim, bir yerleşim bölgesi saldırıya uğrar (Kerenza). Birkaç uzay gemisi tarafından. Sebebini söylüyorlar ama unuttum. Ergen diyaloglarından beynim şişti bir ara, oralarda koptuğum oldu işte. Bir grup insan ve önemli iki ergen kurtulur bu saldırıdan. Alexander adlı bir uzay gemisiyle kaçarlar. Evrenin öbür ucundaki güvenli bölgeye gidecekler ama yolda ne olduysa Alexander'ın yapay zekası Aidan zıvanadan çıkar ve ortalığı epey karıştırır.
Yine nasıl olduğunu anlayamadığım bir virüs yayılır bu uzay gemisinin içinde. Bu virüse yakalananlar birazcık delirirler. Aslında bildiğin zombi oluyorlar. Kafadan değil kalpten vurulunca ölen cinsten. Yapay zekanın çılgınlıklarının arasında bu virüs epey yayılacak gemiye.

Böyle anlatınca biraz elle tutulur oldu ama anlatım tarzı şöyle: Olay bitmiş, bir kısım gizli belgeler birilerine gönderilmiş, onlar bu raporları okuyorlar. Biz de öyle öğreniyoruz. İlginç bir ilerleyiş değil mi? Sevimli geldi bana.

Ama sevmediğim kısım da, kitap gerçekten tuğla gibi. Ne gerek var böyle şatafata. Sayfaların zaten büyük kısmı görselli, şekilli. Yazılar pek yer kaplamıyor. Bazı raporlar biraz daha düzenli yazı tarzında. Böyle böyle 600 sayfa olmuş. İşim olmasaydı 2 günde çok rahat okunurdu.

Çok sevmesem de devam edeceğim, madem ödedik, okuyalım..




Adı: Illuminae Dosyaları_02 - Gemina
Orj. Adı: Illuminae Files_02 - Gemina
Yazar: Amie Kaufman, Jay Kristoff
Sayfa: 659
Fiyat: 37 tl

Kerenza yerleşim yeri saldırıya uğradıktan sonra kurtulanlar üç uzay gemisiyle yola çıkmıştı. Birini yapay zeka yok etmişti. Hayatta kalan iki gemi peşlerinden gelen düşman gemiden kaçmaya başlamıştı. Hedefleri de Heimdall ara istasyonu, solucandeliği merkezi gibi bir yer. Onlar yoldayken Heimdall bölgesinde neler oluyor diye merak ederseniz, Gemina'da onlar anlatılıyor işte. Yine olaylar bitmiş, Illuminae ekibi olayları aydınlığa belgelerle kavuştururken başlıyor kitap.  (illuminae latincede parlaklık, aydınlık anlamına geliyormuş. Olayların gün yüzüne çıkmasından sebep..)

Gemina'da ana karakterler yine iki ergen. Kady-Ezra yolda olduğu için onlar pek sahnede değiller. Lazım oldukça olaya dahil olacaklar. Nik, Heimdall bölgesinin mafyası sayılabilecek Bıçaklar Hanesi grubunun bir üyesi. Aile gibiler. Kendi şöhretleri var. Hannah ise Heimdall yöneticisinin kızı. Pamuklara sarılmış bir prensesten ziyade eli maşalı bir cadı desek yeri :)

Hannah, oranın Terra Günü partisinde biraz kafayı bulmak ister. Tozu alabileceği tek kişi Nik'tir. İkisi de ergen oldukları için Nik, Hannah'nın peşinde koşan bir zavallı diyelim. Neyse, Hannah tozu almak üzereyken Heimdall istasyonu düşman kişilerce saldırıya uğrar ve personeli rehin alınır. Tabi Hannah ve Nik bir şekilde sıvışırlar. Malum tozun elde edilme aşamaları son derece mide bulandırıcı olduğu için anlatmıyorum ama o kısım baya önemli zira olayların gidişatını epey etkileyecek şeyler olacak.

Nik ve Hannah gemiyi kurtarmaya çalışan ikili oluyor burada. Oldukça hareketli ve heyecanlı olaylar atlatacaklar. Kitabın adına neden Gemina dediklerini söylemeyeyim. Yeri geldiğinde kafamız karışsa da anlayacağız neden olduğunu.

*Kitabın içinde Hannah'nın defterinden alıntılar var ve kızın çizimleri eğlenceli. Yine boş sayılabilecek siyah sayfalar var, artık sinir olmuyorum. Kitabın tarzı bu. Tuğla gibi demiş miydim..





Adı: Illuminae Dosyaları_03 - Obsidio
Orj. Adı: Illuminae Files_03 - Obsidio
Yazar: Amie Kaufman, Jay Kristoff
Sayfa: 624
Fiyat: 37 tl

Serinin son kitabı. Yine iki yeni karakter ekleniyor. Biri kız, biri erkek. Tahmin edileceği üzere ikisi eskiden sevgililerdi. Her kitapta biraz hırpalanmış bir aşk olmalı! Ama Obsidio'da çok sıkılmadım. Çünkü olayların çözüldüğü kitap olduğu için hızla okudum.

Heimdall yerleşkesi yok olunca oradan kurtulan grup daha küçük bir uzay aracına sıkışıp, Kerenza'ya dönmeye karar verirler. Niye? Zaten oradan kaçmıyorlar mıydı? Amaçları bir solucandeliğine girip, Çekirdek'ten çıkmak aslında ama solucandeliği yaratmak kolay bir iş değil. Kerenza yörüngesinde bu işi sağlayacak bir adet uzay aracı var. Onu tamir edip tüymeye çalışacaklar. Tabii ki arada isyan çıkacak. Aidan denen yapay zeka yine diriltilecek ve onun sağ gösterip sol vurmalarına alışın. Alışın.

Aidan'a kızsak da haklı sebepleri var. İlk 2 kitaptaki muhteşem çiftler artık bir araya geliyorlar. Hepsinin katkısı olmalı elbet. Yine bol çizimli bir kitap olmuş. Sonundan direkt bahsetmek istemem ama Avengers serilerinin birinde son sahnede döner yiyorlardı. Ona benzer bir olay burada da gerçekleşiyor. Bir nevi ödül :)

Tuğlalarımızı görelim:

*Son kitabın adındaki Obsidio, Latince'den çevirince 'abluka' anlamına geliyor. Kitabın ortalarında bir yerde geçiyor, bir belgeye verilmiş bir isim..

Kitapların renk seçimlerini sevdim. İçleri siyah-beyaz olsa da dışları şık..

11 Kasım 2019 Pazartesi

Wet n Wild Ruj - E912C In The Flesh



Wet n Wild Ruj - E912C In The Flesh

Tam bir dudak rengi. Hafif pembemsi, yazın da kullanılır. Gerçi mevsime göre bir renk şartı yok ama ben biraz dikkat ediyorum işte.
10 tl idi aldığımda. Zor sürülüyor, kuru yapılı, biraz mat bir ruj ama çook kalıcı. Sabah 8 de sürdüm, çay içtim, yemek yedim, bulaştı bardaklara ama akşam 5 te hala duruyordu, rengini koruyor nasılsa. Çok başarılı buldum bu yönden.
Bir kötü yanı da kokusu berbat. Bozulmuş plastik maddeler gibi. İçine azcık esans bişey koysanız ölür müsünüz? Kokulu ruj seviyoruz biz. En olmadı bi vanilya..
 Neyse, kokusuna , kuruluğuna rağmen sevdim, herkese de öneririm.