23 Nisan 2019 Salı

Okudum: Uyanış, Kaçış, Kurtuluş (Scott Sigler)



Adı: Uyanış
Orj. Adı: Alive
Yazar: Scott Sigler
Sayfa: 475
Fiyat: 15.25

Kitabı arka kapak yazısından etkilenerek almıştım. Sonra seri olduğunu öğrenip okumayı erteledim. 3. kitabı da alınca öyle başladım okumaya. Konusu hakkında pek de fikrim yoktu ama harika bir sürükleyicilikle karşılaştım. İçeriği gerçekten çok güzel. Biraz fantastik, biraz bilim kurgu türünde diyebilirim. Aslında biraz da gençlik romanları gibi ama yetişkinler de okuyabilir zira içinde öyle sıkıcı ergen muhabbetleri yok. Aksine kurgu gerçekten çok iyi.

Özetini yazmayacağım. Yazar son sayfada okurdan özel bir istekte bulunuyor bu konuda. Kitabı tanıtın ama ayrıntılarını vermeyin diyor, okuyanlar okudukça keşfetsinler. Ne güzel bir not. Ben de neredeyse hiçbir şey bilmeden okudum ve iyi ki de bilmeden okumuşum. Okudukça çözdüm olayları. Kitap büyük bir gizemle başlıyor. Karakterler bile bilmiyor nerede olduklarını, ne yapacaklarını.. Onlarla birlikte koşup, onlarla birlikte karar veriyoruz. Birlikte korkup, birlikte seviniyoruz..

Her sayfasında ayrı heyecan var, şimdi ne olacak derken o kadar hızlı okudum ki 1,5 günde bitirmişim. Gözlerim yorulmasaydı sabahı edip gene bitirirdim ama o gözler lazım daha, maceranın devamını da okumalıyım :)

* Mekanları gözümde canlandırırken birkaç kitap ve filmden esinledim. Tam bir konu benzerliği diyemem ama gözüme oralardaki ortamlar geldi hep. (Evrenin Ötesi serisi, Prometheus ve Maze Runner filmleri)




Adı: Kaçış
Orj. Adı: Alight
Yazar: Scott Sigler
Sayfa: 597
Fiyat: 15.25

İlk kitabın başında tabutlarından uyanan çocuklar hep aynı düşünceyle uyanmışlardı. Bugün onların doğum günüydü. Hepsi 12. yaşını kutlamak üzere heyecanlıydı ama hiçbir şey onların düşündüğü gibi olmadı. Hatta bazıları 12 yaşını çoktan geçmişti. Kendilerine Doğum günü çocukları demelerinin sebebi bu.

2. kitapta yazarın özel notu yok, o zaman birkaç şey anlatabilirim :)
Çocuklar bir şekilde o kabus gibi uzay aracından kaçtılar. Yetişkinleri keşke kökten öldürselerdi ya da en azından elebaşını. Sonradan başlarına çok dert açacak onlar. İndikleri yeni gezegen, evleri, onları bekliyordu. Yalnız olduklarını umdular ama değillerdi. Hiç tahmin edilmeyen şeyler var o sarmaşık dolu gezegende. Bir de açlık. Buldukları yiyecek paketleri uzun zamandır bekliyor onları ama bilmedikleri bir zehir var. Kapalı yerlere bile giren bir zehir.

Yeni gezegenin eski sahipleriyle uğraşırken yine önemli kişiler ölecek. Birinin ölümüne herkesten çok üzüleceğiz ama napalım. Tüm sıkıntılar bitmese de rahat bir soluk aldıkları o ilk anda yeni bir dert baş gösterecek. Gezegene yaklaşan bir şeyler var. Acaba ne olacak?

*2. kitabı okurken özellikle yeni gezegeni keşfederlerken Avatar filmi sahneleri canlandı gözümde, oradaki gezegen de epey değişik bir yerdi. Ayrıca Evrenin Ötesi serisine daha çok benzetiyorum artık  konuyu.




Adı: Kurtuşuş
Orj. Adı: Alone
Yazar: Scott Sigler
Sayfa: 632
Fiyat: 17,65 tl

Serinin sonu. Doğum günü çocukları, evleri sandıkları gezegende yalnız değiller. Bambaşka bir ırk var ve onlarla savaşıyorlar. Bir kısmıyla barış yapılsa bile bilmedikleri daha büyük tehlikeler var. Gezegene yaklaşan cisimler çoğalıyor. Her gelen düşman oluyor. Gelenlerin ardı arkası kesilmiyor.  Omeyocan adlı bu uğursuz gezegende, tüm ırkları tüm canlıları oraya çeken bir şeyler var. Yıkılmayan, yıkılamayan o kocaman rasathanenin en dibinde, herkese kabuslar gösteren, milleti kan döktürmek için birbirine düşüren çok uğursuz bir şeyler var.

Çocukların açlıkla, savaşla, eldeki azıcık imkanla yaptıkları ve yapabilecekleri insanı hayrete düşürüyor. Daha niceleri ölecek, üzüleceğiz. Çoğunun kişiliği değişecek, kötüler iyi olacak, iyiler kötü. Kimileri daha da kötü olacak belki. Ama Omeyocan'da bir hayat kurulamayacağını anlayacaklar. Bazıları anlamak istemese de kabul etmek zorunda kalacaklar.

Kitap tahmin edilecek şekilde bitmiyor. Zaten başından beri hep ters köşe yaptı beni, ne düşündüysem olmadı, bambaşka yönde ilerledi olaylar. Olsun, ben böyle de sevdim. Hikaye bittiğinde bazı şeyler biraz açık uçlu bırakıldı. Bazı konularsa aydınlığa kavuşmadı. Ama bin yıl öncesinde ne olduğu, aşağı yukarı tahmin edilecek düzeyde anlatıldı, yeri geldikçe.

Böyle her sayfası ayrı heyecan dolu kitapları çok seviyorum. Umarım böyle serilere daha sık rastlarım..


13 Nisan 2019 Cumartesi

Okudum: Kutsal Resim (Osman Aysu)



Adı: Kutsal Resim
Yazar: Osman Aysu
Sayfa: 310
Fiyat: 13,5 tl

Kitabın dışından ve arka kapak yazısından etkilenerek aldım. Hatta bir ara tükenmişti, beklemiştim gelmesini. O yüzden beklentim yükseldi. Ama o kadar da etkilenmedim okuyup bitince. Sürükleyici bir anlatımı var ama hikaye pek dolu değil. Birkaç karakterin etrafında dönüyor olaylar ve sürekli aynı mekanlara gidip gelmeler var. Seven elbette olmuştur ama ben pek övemeyeceğim.

Çook uzun yıllar önce Bizanslı bir marangozun yolu şanssızlık eseri Arabistan civarına düşer. Orada bir evin himayesine girer ve tamirat işleriyle uğraşır. Yetenekli olduğu için Kabe'yi de onarır bir ara. Emeklerinin karşılığında evdeki ceylan derilerini ister marangoz. İçindeki resim yapma arzusuyla bu derilere 3 kişinin portresini yapar. Son yaptığı portre önemlidir çünkü o günümüze kalacak.

Günümüzde ise bu son portrenin sahibi zengin bir Araptır ve resmin değeri büyük olduğu için onu satmaya çalışır. Tabii uyanık geçindiğinden resmin kendisini değil tıpatıp bir kopyasını satmak derdindedir. O yüzden yolu bir atölyeye düşer. Orada eski resimlerden anlayan bir uzman bulup resmin aynısını yaptırmak ister ama işler onun umduğu gibi gitmez. Ressamımız Yalçın, bu adama güvenmez ve teklifini geri çevirir. Ama adam sağlam pabuç değildir ve isteğini zorla yaptırmaktan çekinmeyecektir.

Diğer taraftan, bahsi geçen resmin alıcısı da boş durmuyor. Alacağı resmin orijinal olup olmadığını birine kontrol ettirmek istiyor ve yine yolu ressam Yalçın'ın atölyesine düşüyor. Alıcının çok cingöz bir de sekreteri var. Onun da rolü büyük olacak bu hikayede..

*Kitabı okurken cilt kapağını yıpranmasın diye çıkarmıştım. Kim görse ajanda zannetti kitabı :)
Bunun dışında sayfalar epey kalın. Yani okurken çabucak bitiyor kitap.

**Bu yazarın ilk defa bir kitabını okuyorum. Başlangıç için belki iyisine denk gelememiş olabilirim ama diğerlerine de şans vermeyi düşünüyorum. Bakalım..

11 Nisan 2019 Perşembe

Juss Hindistan Cevizi Aromalı İçecek


Hindistan cevizli yiyecekleri severim ama içeceğine ilk defa rastladım. Tabii hemen denedim.
Yoğun değil hatta su gibi bir içecekmiş. Şekeri biraz fazla geldi bana ama tadı güzel. Özellikle yanında bir şey yemeden içince tadını daha iyi aldım. Böyle hindistan cevizini kırıp yeriz ya, tadı güzel kalır damakta, ona yakın bir lezzeti var, hafif mayhoşluğu da var. Kokusu pek belirgin değil.
Yaklaşık 3 tl idi. (a101)
Beğendim ben. Bulursam bir daha alacağım.

8 Nisan 2019 Pazartesi

Okudum: Antik Mısır Sırları (Ergun Candan)



Adı: Antik Mısır Sırları
Yazar: Ergun Candan
Sayfa: 430
Fiyat: 28 tl

Mısır'ın geçmişine hep ilgi duydum ama oturup da araştırmadım. Mısır'da geçen romanlardan, Mısır temalı bilgisayar oyunlarından-filmlerinden ve bilinen efsanelerinden aklımda kalanlardı tüm bildiğim. Ama bu kitabın bir yerde güzel yorumlarına denk gelmiştim, uzun zaman önce de almıştım ama yığınla okunmayı bekleyen kitap olunca anca sıra geldi kendisine.

Alırken tabii ki çok bir fikrim yoktu içeriği hakkında ama roman olmadığını biliyordum. Mısır hakkında biraz daha ayrıntı öğrenip mutlu olurum diye düşünürken oldukça farklı bir gidişatla karşılaştığımı söylemeliyim. Direkt kötü veya çok iyi diyemiyorum, aslında tam karar veremedim. Sıkıldığım noktalar olsa da merakla ve çabucak okuduğum bir kitaptı.

Mısır ile ilgili bilindik mitolojik hikayeler yok bu kitapta, onu baştan belirteyim. Mısır'ın gizli öğretilerinden, inanışlarından, bildiklerini nasıl gizlediklerinden ve gizleseler de yine de geleceğe nasıl aktardıklarından bahsediyor genel olarak. Tabii sadece Mısır halkı yok bu kitapta. Hangi halk sadece kendi içinde yaşayarak kültürünü yayabilir ki.. Birçok şehir, ülke ve insan etkileniyor Mısır'dan doğal olarak. Ayrıca batan Mu ve Atlantis'ten de epey bahsediliyor. Aslında Mısır'ın Mu ve Atlantis kültürüyle ve öğretileriyle de geliştiğini belirtiyor. Bu bölümler çok ilgimi çekti. Bu konularda da kitap okumak istiyorum ilerleyen zamanlarda..

Sıkıldığım tarafı da söyleyeyim. Mısır'ın Ölüler Kitabı bölümü. Ölüler Kitabı hakkında pek bir bilgim yoktu aslında ama daha elle tutulur şeylerden bahsettiğini ummuştum. Neye dayanarak umduysam. Kaç bin yıl öncesinin ne yaşayışı uyar şu zamana, ne inanışı ne yemesi ne içmesi, değil mi? Aslında Ölüler Kitabı'nın kendisi bu zamana kalmamış. O kitapla ilgili bazı rahiplerin yazdığı papirüsler kalmış günümüze. Onların çevirileri sıktı beni. Çok uzunlar ve çok doğaüstü şeyler gibi geldi bana. Kapaktaki üç papirüs resmi de Ölüler Kitabı papirüsleriymiş. İçinde renkli baskı sayfalar da var. Renkli baskıları sevdim. Daha ayrıntılı ve güzel gösteriyorlar.

Uzatıp da işin büyüsünü bozmak istemem. Çağlar öncesinin yaşamlarına biraz dokunup geldik günümüze, hepsi bu :)