3 Temmuz 2019 Çarşamba

Okudum: Özgürlüğün Altı Derecesi (Nicolas Dickner)



Adı: Özgürlüğün Altı Derecesi
Orj. Adı: Six Degrés de Liberté
Yazar: Nicolas Dickner
Sayfa: 328
Fiyat: 14 tl

İsmi de konusu da garip geldiği için aldım kitabı, iyi ki de almışım. Kurgusunu çok beğendim. Başta sanki birbirinden bağımsız iki farklı hikaye anlatılıyor gibi geldi ama sonra bunlar öyle bir yerde birleşti ki, kendimi olayları çözerken buldum. Yazar güzel işlemiş. Bazı şeyleri söylemiyor, okur kendisi kuruyor bağlantıyı. Böyle kitaplar sevdiriyor işte kendini :)

Anlatıp da olayın büyüsünü bozmak istemem ama kısaca bilgi verebilirim. Ergenlik döneminde iki yakın arkadaşla başlıyor. Birinin kapalı alan korkusu var diğerinin de açık alan. İkisi de zehir gibiler ve türlü icatlar peşindeler. Bir zaman sonra yolları ayrılıyor çocukların. Biraz büyüyorlar. Erkek olan çılgın bir yazılımcı oluyor ve baya da zenginleşiyor. Kız ise okumaya çalışırken hasta babasına bakıyor ama iki arkadaşın bağı kopmuyor. İnternet üzerinden görüşmeye ve fikir alışverişine devam ediyorlar. Bir gün birinin bambaşka fikirleri doğuyor ve macera başlıyor.

Diğer hikaye ise suçlu bir internet korsanının devlette çalıştırılmasıyla başlıyor. Kadının hayatı sıkıcı, gün sayıyor. Ama çalıştığı kurumdaki işlere de kulak kabartıyor. Sıradan bir kurum değil, fbi gibi bir  yer burası, ama çalışanlar ajan değil. Gündemlerindeki olay ise ortalıkta olmayan ama aslında epey liman gezen kaçak bir konteyner. Bir şekilde bu konteynerin izleri silinse de bir yerlerde açık verilmiş ve bu örgüt de o konteynerin peşinde düşmüş. Acaba içinde ne var. Canı sıkılan suçlu bayanımız kendi yöntemlerini kullanarak düşecek bu konteynerin peşine. İzlediği yolları okumak ayrı bir keyifti.
Bu iki farklı hikaye güzel bir şekilde kesişiyor ve yazarın beynine hayran kalıyoruz.

Çok ara vermeden okuyun derim.

*Çok rahatsız etmese de yine de söyleyeceğim. Kitaptaki cümleler çok akıcı değil. Bazen yarım kalıyorlar, bazen de zaman ekleri olmuyor. Geniş ve şimdiki zaman ekiyle çekilip bırakılmış gibi geldi bana. Belki orijinali öyledir, bilemiyorum. Okumaya engel olmasa da, simetri hastası gibi dikkatimi çekti işte..
*Kitabın adındaki garipliği de söyleyeyim. Aslında çok önemli bir ayrıntı değil ama fikir olarak kızın içine işlemiş olabilir diye düşünüyorum. Lisa (kız olan), babasının restore ettiği gizemli malikanede gizli bir geçide girer ve orada hiçbir şey olmadığını söyler. Oysaki orada 1950-60 lardan kalma izler bulur: Bir içki şişesi, ruj izli bardağı ve o dönemin popüler dergisi. Bir kadın bir sebepten oraya gizlenmiş zamanında. Dergide bir yazının başlığı 'özgürlüğün altı derecesi'. Lisa'nın ilgisini çekse de söylemez kimseye ve kapatırlar o geçidi, içindekilerle birlikte..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder