Adı: Kara Prizma
Orj. adı: Black Prism
Yazar: Brent Weeks
Sayfa: 726
Fiyat: 12 tl
Kara Prizma'yı yanılmıyorsam çevirmeninin blogunda görmüştüm. Konusu ilgimi çekti ve Hepsiburada'dan aldım. 2-3 sene oldu ya da daha fazla bilemiyorum. O zamanlar devam kitapları yoktu ortada. Merakım yarım kalmasın diye seriyi tamamlayıp öyle başladım okumaya.
Sıradışı bir fantastik ortamdayız. Burada büyü, ışıkla yapılıyor. Herkes bu yetenekle doğmuyor. Ama yeteneği olanlar, onlara ışıktar deniyor, 7 renk arasından bazılarını kullanabiliyorlar. Hatta çok yetenekliler birkaç renk kullanabiliyor. Bir prizma ise tüm renkleri..
Işığı emip kendi yeteneğinin rengine göre cisim yaratıyorlar, buna lüksin deniyor. Lüksinin şekli kişinin hayal gücüne kalmış. Savaştaysa lüksini kılıca benzetip insanları doğrayabilir. Denizdeyse lüksinden bir kayık yapabilir. Tabi kitap başlarda böyle tatlı açıklamalarda bulunmuyor. Bizi ortalık yere fırlatıyor, okuya okuya öğreniyoruz.
Kip adında bir ergen var. Henüz yeteneği ortaya çıkmamış. Yaşadığı şehir ele geçirilince o da kendini keşfediyor diyelim. Meğerse babası mühim biriymiş, prizmaymış :) Ona ulaşacak zamanla.
Gavin o dönemin prizması. Adam tanrı gibi, kardeşi de prizmaymış ama zamanında savaşmış onunla, yenmiş onu. Havasından geçilmiyor. Kip'le tanışınca öğreniyoruz geçmişte neler olduğunu. Gavin aslında göründüğü gibi biri değil. Büyük sırları var onun.
Geçmişe dair pek çok yerde açıklamalar yapılıyor. Karakteri ve olayı fazla bir kitap. Fantastik dizi izler gibi okudum, yaklaşık 1 ay sürdü. Sıkıcı değil. Bölümler kısa ve genelde kimin ağzından anlatıldığı çabuk anlaşılıyor. Yer yer gerilimli ve hoş olmayan sahneler olsa da farklı bir kurgu arayanları tatmin edeceğini düşünüyorum.
Çok ayrıntılı ilerlediği için konusu direkt 'şudur' diyemiyorum. Pek çok küçük amaç var ve sırayla ilerliyorlar. Ama genel bir kötü var, Rask Garadul. Bu büyülü dünyanın kötüsü. Prizmayı devirip kendi kurallarıyla yönetmek istiyor bu dünyayı. İlerledikçe öğreniyoruz ki Garadul'dan da kötüler var. Daha neler neler olacak..
*Kitaba adını veren Kara Prizma tam olarak açıklanmadı sanırım. Dikkatli okudum ama bir bağlantı da kuramadım. Benim göremediğim bir anlamı varsa, yazın, öğreneyim.
Adı: Körelten Hançer
Orj. adı: The Blinding Knife
Yazar: Brent Weeks
Sayfa: 804
Fiyat: 50 tl
2. ve 3. kitabı Amazon'dan aldım. Yüksek fiyatlar evet. Körelten Hançer'i 20 günde okumuşum. Yine uzun uzun anlatımlı, uzuuun soluklu, dolu dolu maceralı bir kitap olmuş. Bitmiyor demedim, bitmesin dedim. Ben o dünyada yaşıyorum artık :)
Spoiler istemeyenler bence seri kitap özetlerini okumasınlar ya da kendileri bilir. İlk kitaptaki kötü karakterimiz Rask Garadul, Kip tarafından öldürülür. Ama dünya kurtulmaz çünkü daha kötü biri vardır: Renk Prensi. Zamanında vücudu yanmış adamın, lüksinle organlarını yeniden yapılandırmış. Deli desen değil, garabet hiç değil ama iyi yürekli de değil. Ölmüyor bu kitapta, aksine yükseliyor. Yanına önemli ışıktarları alıyor. Liv Danavis ve Zymun gibi önemlileri. Zymun kitabın sonunda kötü sürpriz gibi bir açıklama yapacak. Şok oldum.
Kip ara sıra Demiryumruk'la, bazen Karris'le bazen de babasıyla pek çok maceraya atılıyor. Her olay ona kendini daha da güzel keşfetmesi için deneyim kazandırıyor. Kara Muhafızlık yolunda pek çok badire atlatıyor ve büyükbabası Andros Guile ile de sayısız defa kapışıyor. Sevmedim o huysuz ihtiyarı. Onun da gerçek yüzü çıkacak ortaya, sonlara doğru. Ölsün bence o.
Kitabın başlarında Kip, Andros Guile ile Dokuz Kral oyunu oynuyor. Oynamak zorunda kalıyor aslında. Kart oyunu ama çok kart var. İskambil ile tarot arası tuhaf bir oyun. Bu oyunu öğrenmek için kütüphanede pek çok kitap okuyan Kip, Dokuz Kral oyun kartları tasarlayan tuhaf bir kadınla tanışıyor. Meğerse kadın baya kahin gibi biriymiş. Son derece enteresan anlatımlar var oralarda. İlgimi çektiği için o kısımları çok sevdim. Gerçek kartların kehanetleri etkileyiciydi. Kadına suikast düzenlenmesi biraz üzücü oldu.
Gelelim Prizmamız Gavin'e. Sakladığı skandal sırrıyla bir gün yüzleşecek Gavin. Ama tabii prizmalık yetenekleri köreliyor. Maviyi kaybetmişti. İlerleyen zamanlarda yeşili de kaybedecek. Deniz yolculuklarında kayıklarını sarıdan yapmaya başlayacak. Neyse ki zekası hala yerinde ve İllet denen belaları savuşturabiliyor bir şekilde. Ama Gavin'in da ölümü yakın.
Gavin, Renk Prensiyle olan savaşında bir şehri kaybediyor ve oranın halkını Müneccim Adası'na taşıyor. Adanın meşhur müneccimi prizmaya geleceği hakkında tuhaf şeyler söylüyor. Şimdi hepsi aklımda kalmadı ama Gavin'in canını sıkmaya yetiyor bunlar. Yeşil illetten mucize eseri kurtulduklarında Gavin'in başına en kötü felaket geliyor. Korsan gemisine düşüyor kürekçi olarak. Acıdım adama. Bir de tüm renklerini kaybetmeseydi :(
Neredeyse hiç bahsetmedim ama kitaba adını veren hançer önemli. Hançer, Kip'e annesinden miras kalmıştı. Annesinin eline nasıl geçtiği bilinmiyor ama Kip bu hançeri zamanında Zymun'a kaptırmıştı. O da Gavin'in ölüdrmek için hançeri kullandı ve şans eseri Gavin ölmedi ama maviden oldu. Hançerin mavi taşı ışıldamaya başladı. Sonra Kip onu kötü bir adam üzerinde kullandı ve o adamın ışığı da hançere geçti. Hançer kime girerse onun ışığını alıyor ve kişi ışıksız kalıyor. Bu yüzden körelten diyoruz, kişi o ışığı göremiyor. Gavin de tüm ışıklarını kaybettiğinde her şeyi gri görür olmuştu. Ama hançerin 7 taşı da ışıldıyordu. Bence bu hançerin daha büyük önemli bir rolü var. Son kitapta çıkar ortaya..
Adı: Sakat Göz
Orj. adı: The Broken Eye
Yazar: Brent Weeks
Sayfa: 848
Fiyat: 65 tl
Allah'ım seri 5 kitapmış, diyorum niye olaylar durulmuyor, bir sonuca bağlanmıyor. 3. den sonrasını çevirmemişler. Önemli bir yerde bitti. Öyle bitti ki, içim buruk. Ölenlere değil de ölemeyenlere acıyorum. Kim bilir kaç sene sonra okurum diğerlerini, tabii çevrilirse.
Seriye adını veren Işıkyaratan'dan bahsedeyim biraz. Şehir efsanesi gibi, eski bir masal gibi. Bir kehanet varmış, Işıkyaratan bir zamanlar yaşamış, ortadan yok olmuş ama geri gelecekmiş. Ailenin yüz karası olacakmış, sıradışı biri olacakmış gibi türlü laflarla anılıyor. Bazıları inanmıyor Işıkyaratan'a. Çünkü onun gücünden korkuyorlar. Ama tüm belirtileri Kip gösteriyor. Kip kendi de inanmıyor Işıkyaratan olabileceğine ama kartları tasarlayan gizemli Janus Borig ölürken büyük bir imada bulundu Kip'in Işıkyaratan olabileceğine dair. Ben inanıyorum. En azından gidişat öyle.
Gavin'in hali çok kötü. Korsan gemisinde tuhaf bir adamla karşılaşacak. Ona değişik kehanetlerde bulunacak ama hiçbiri güzel değil. Bir şekilde kaçıyor korsan gemisinden. Keşke kaçmasaydı. Başka bir zorbanın eline düşüyor. Onlar da Gavin'in gözlerini oyma derdindeler. Bir tane normal insan yok şu dünyada.
Kip, büyükbabasıyla arasını biraz düzeltti gibi ama o ihtiyara güven olmaz. Olmadık yerden vurur insanı. Karris, haleyi kırmanın eşiğine geldi ve lüksin üretmesi yasaklandı. Gavin'in başına tüm bu belalar gelmeden onunla evlenebildi ama hamile kalamadı. Karris için kaderin bambaşka bir planı var. Yükselecek o, çok yükselecek.
Zymun'u da yeni prizma yapacaklar. Kip kartlarda onu da görmüştü sanırım ya da birisi kehanette bulunmuş da olabilir. Zymun'un prizmalığı uzun sürmeyecekmiş. 3. kitapta bu konu açığa kavuşmuyor.
Ah Dazen, abini hapsettiğin yere düşmeseydin keşke :(
*Sakat Göz için 2 teorim var. İlki, Gavin'in göz akıbeti olabilir. 2.si de gizli örgüt olan Çatlak Göz olabilir. O örgütün başını öğrenince ağzım açık kaldı. Sinsi.